-
1 aksi gibi
как назло́, как наро́чно, как на грехo gün aksi gibi yağmur yağdı — как назло́ в э́тот день пошёл дождь
aksi gibi telefon bozuk — как на грех, телефо́н испо́рчен
-
2 aksi
1.1) противополо́жный тж. перен.aksi akıntı — обра́тное / противополо́жное тече́ние
aksi delil — противополо́жный до́вод, контраргуме́нт
aksi fikir — противополо́жное мне́ние
2) своенра́вный, упря́мыйaksi eşek — упря́мый осёл
2.çok aksi bir çocuk — ужа́сно своенра́вный ребёнок
(тж. aksi aksi) наоборо́тaksi anlamak — поня́ть превра́тно
aksi çıkmak — получи́ться не так, как жда́ли
işleri aksi gitti — его́ дела́ пошли́ ши́ворот-навы́ворот
••- aksi takdirde
- aksi şeytan!
- aksi tesadüf -
3 akis
противополо́жный* * *выпад. -ksi1) отраже́ние тж. физ. ; о́тблескfilmin perde üzerindeki aksi — прое́кция фи́льма на экра́не
mehtabın suda aksi — отраже́ние луны́ в воде́
2) э́хо, о́тзвук, о́тклик тж. перен.akis uyandırmak — вызыва́ть о́тклики; вызыва́ть [отве́тную] реа́кцию
3) противополо́жность чего-л.; обра́тное чему-л.aksini söylemek — говори́ть обра́тное
eskiden tam bunun aksiydi — ра́ньше всё бы́ло совсе́м наоборо́т
••- aksine
См. также в других словарях:
aksi gibi — istenmediği hâlde, aksilik olarak Aksi gibi benim hiç durmadan esneyeceğim geliyor, hapşırmak istiyordum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksi — sf. 1) Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti. O. C. Kaygılı 2) Uygun olmayan Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı. Gazozları yetiştiremedik. A. K. Tecer 3) İnatçı, hırçın, huysuz Ben bu aşçı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
barut gibi — 1) öfkeli, huysuz, sert, aksi (kimse) Hocamız barut gibi sert bir adam. H. R. Gürpınar 2) pek ekşi 3) acı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hapşırmak — nsz Aksırmak Aksi gibi benim hiç durmadan esneyeceğim geliyor, hapşırmak istiyordum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorgan döşek yatmak — ağır hasta olmak Aksi gibi çamaşırcının ihtiyar kocası o akşam birdenbire hastalanmış, kim bilir kaç derece ile yorgan döşek yatmıştı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
Replikas — Not to be confused with Replika , the Code Lyoko episode, see List of Code Lyoko episodes Replikas Origin İstanbul Genres avant rock, experimental rock, psychedelic rock Years active 1996–present … Wikipedia
çarpık — sf., ğı 1) Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. Ç. Altan 2) mec. Kötü Oraya özellikle çarpık vasıfları olanları toplarlarmış. H. Taner 3) Gerektiği gibi olmayan, düzgün olmayan 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
domuz — is., hay. b. 1) Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica) 2) hlk. Hain, aksi, ters, inatçı kimse Domuzun malı için can tüketmeye mi geldik dünyaya? R. H. Karay Birleşik Sözler domuz arabası domuzayağı domuz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kocakarılık — is., ğı 1) Kocakarı olma durumu 2) mec. Aksi, suratsız, geçimsiz, yaşlı bir kadın gibi olma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kocakarılığı tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pahal — sf., hlk. 1) Ters, aksi Bazen pahal gibi midemizden rahatsız olduğumuz günlerde sık sık öğle ve akşam yemeklerine davetlisinizdir. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Ağır, hantal … Çağatay Osmanlı Sözlük